Tahiyyetü’l-mescid namazı.
Ebû Katâde’den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah (S.A.V.):
“Mescide giren kimse, iki rekât namaz kılmadan oturmasın”, buyurmuştur.
(B1163 Buhârî, Teheccüd, 25; M1654 Müslim, Müsâfirîn, 69)
Ebû Katâde’den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah (S.A.V.):
“Mescide giren kimse, iki rekât namaz kılmadan oturmasın”, buyurmuştur.
(B1163 Buhârî, Teheccüd, 25; M1654 Müslim, Müsâfirîn, 69)
Enes (ra) şöyle anlatıyor:
Bir gece sahâbîler, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in mescide gelmesini beklediler.
Resûlullah (S.A.V.) gece yarısına yakın gelerek onlarla birlikte yatsı namazını kıldırdı.
Sonra bize hitap ederek:
“Bakın, şu anda halk namazlarını kılmış ve uyumuştur. Siz ise namaz için beklediğiniz sürece namaz içindesiniz”, buyurdular.
(B572 Buhârî, Mevâkît, 25)
İbn Abbâs (ra) anlatıyor:
Resûlullah (S.A.V.) , bir adamın elinde altın yüzük görmüş ve onu parmağından çıkarıp atarak:
–Sizden biri, ateşli koru alıp eline mi takıyor, demişti.
Resûlullah (S.A.V.) gittikten sonra o kimseye:
–Yüzüğünü al da (satmak suretiyle) ondan istifade et, demişlerdi.
–Hayır, Allah Resûlü onu alıp attıktan sonra, vallahi (bir daha) onu elimi sürmem, karşılığını vermişti.
(M5472 Müslim, Libâs, 52)
Ebû Lübâbe Beşîr b. Abdü’l-Münzir’den (ra) rivayet edildiğine göre
Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle demiştir:
“Kur’an’ı güzel sesle ve ahenkle okumayan bizden değildir.”
(D1471 Ebû Dâvûd, Vitir, 20)
Enes b. Sîrîn (r.a.) şöyle dedi:
Cündeb el-Kasrî’den işittiğime göre,
Rasulüllah (S.A.V.) şöyle dedi:
“Her kim sabah namazını kılarsa o kimse Allah ’ın koruması altındadır.”
(Müslim, Mesâcid, 262.)
Şeddâd b. Evs (r.a.) şöyle dedi:
Rasûlüllah ’tan (S.A.V.) iki şey ezberledim.
O şöyle dedi:
“Allah, her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir.”
(Müslim, Sayd ve Zebâih, 57.)
“İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O ’nu görmüyor olsan da O seni görmektedir…” (Buhârî, Tefsir, (Lokman) 2.)
Ömer b. el-Hattâb (r.a.)’ın aktardığına göre,
Rasûlüllah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
“Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Rasûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Rasûlü’ne olmuştur. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse, hicreti, hicretine sebep olan şeyedir.”
(Buhârî, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmâre, 155.)
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:
“Herhangi bir kul sıkıntıya düşer de “Biz Allah’dan geldik, Allah’a döneceğiz. Allahım, başıma gelen musibetin ecrini ver ve bana bundan daha hayırlısını lutfet” diye dua ederse, Allah Teâlâ onu uğradığı sıkıntıdan dolayı mükafatlandırır ve ona kaybettiğinden daha hayırlısını verir.”
Ümmü Seleme dedi ki, Ebû Seleme öldüğünde ben, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in öğrettiği gibi dua ettim. Allah da bana Ebû Seleme’den daha hayırlısını, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i verdi.
(Müslim, Cenâiz 4)
“Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).” (Bakara Suresi, 156)
Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre bir gün
Hz. Peygamber (S.A.V.):
– Helâk eden şu yedi günahtan sakının, buyurdu.
Sahâbîler:
– Ey Allah’ın Resûlü, bunlar nelerdir, diye sordular.
Hz. Peygamber (S.A.V.) :
– Allah’a ortak koşmak,
– büyü yapmak,
– hukuki gerekçeler dışında Allah (C.C.)’ın öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi öldürmek,
– faiz yiyip tefecilik yapmak,
– yetim malı yemek,
– düşman ile savaş yapılırken kaçmak,
– evli ve hiçbir şeyden haberi olmayan namuslu mümin bir kadına zina iftirası atmaktır, buyurdu.
(B2766 Buhârî, Vesâyâ, 23; M262 Müslim, Îmân, 145)
Enes’ten (ra) nakledildiğine göre
Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
“Birbirinizle ilişkilerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Birbirinize kin tutmayın, birbirinizi kıskanmayın. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümanın din kardeşine üç günden fazla küs durması helâl olmaz.”
(B6065 Buhârî, Edeb, 57; M6526 Müslim, Birr, 23, M6539 Müslim, Birr, 30)