Dul kadınların ve yoksulların işlerine koş.

Ebû Hüreyre’den (R.A.) rivayet edildiğine göre

Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:

“Dul kadınların ve yoksulların işlerine koşanlar, Allah (C.C.) yolunda cihad etmiş gibi mükafat alırlar.”

Ravi, sanıyorum “(O kimseler), bıkmadan gece ibadet eden, ara vermeksizin oruç tutan kimse gibidir.” buyurdu, dedi.

(B6007 Buhârî, Edeb, 26; M7468 Müslim, Zühd, 41)

PEYGAMBER EFENDİMİZE SALAVAT GETİR.

Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salat ediyorlar. (O halde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle selam verin.
(Ahzab, 33/56)

(Salavat, Salat-ü selam getirmek için belirli bir vakit ve sayı yoktur. Kişi dilediği zaman ve istediği miktarda salat-ü selam getirebilir. Salat-ü selam için besmele çekme zorunluluğu da yoktur.)

Peygamber Efendimize (S.A.V.) en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin bi adedi ilmik.” diye salat-u selam getirebilirsiniz. Dua kitaplarında ve çeşitli internet sitelerinde yer alan farklı salavat şekillerinin hepsi de caizdir, diyebiliriz. Yeter ki Hz. Peygamber (S.A.V.)’in şanına layık olsun. “Elfu elfi salatin ve elfu elfi selamin ala resulillahi Muhammedin (Bir milyon salat bir milyon selam resulullah’ın üzerine olsun)” şeklinde on sekiz defa tekrar edilen ve Abdulğani en-Nablusî’ye ait bir salavat-ı şerife de vardır.

 

Müminin Nur’u.

Ebû Hâzim anlatıyor:

Ebû Hüreyre’nin arkasında idim. Namaz için abdest alıyordu. Kolunu koltuk altına kadar yıkadı.
Kendisine, “Ey Ebû Hüreyre! Bu nasıl abdest?” dedim.
Bana, “Ey Benî Ferrûh! Siz burada mıydınız? Sizin burada olduğunuzu bilsem böyle abdest almazdım.
Lâkin ben Dostumun (S.A.V.) şöyle dediğini işittim:
“Müminin ziyneti (nuru), abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.”

(M586 Müslim, Tahâret, 40)

Allah ve Elçileri Sözünden Dönmez!

Aişe’den (R.A.) şöyle rivayet edilmiştir:

Cebrail (A.S.), Resûlullah (S.A.V.)’i bir ara ziyaret edeceğini vadetmişti. Vakit geldiği halde o gelmemişti.

Resul-i Ekrem (S.A.V.) “
Allah ve elçileri sözünden dönmez!” diyerek elinde bulunan asayı yere attı. Sonra bir de baktı ki, sedirin altında bir köpek yavrusu var.

Bunun üzerine:
–(Ya Aişe), bu köpek buraya ne zaman girdi, diye sordu.
Ben de:
–Vallahi bilmiyorum, dedim. Emri üzerine köpek yavrusu evden çıkarıldı.

Hemen ardından Cebrail (A.S.) Resûl-i Ekrem (S.A.V.)’i ziyarete geldi.

Peygamber Efendimiz Cebrail (A.S.)’e hitaben:
–Geleceğini vadetmiştin, oturup bekledim ama gelmedin, deyince, Cebrail (A.S.):
–Evinde bulunan bir köpek, ziyaretime engel oldu.
Biz melekler,içinde
köpek ve resim/heykel bulunan bir eve girmeyiz, demiştir.

(M5511 Müslim, Libâs, 81)

Komşuna iyi davran.

Ebû Şüreyh el-Huzâî’den (ra) rivayet edildiğine göre

Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:

“Allah (C.C.)’a ve âhiret gününe inanan, komşusuna iyi davransın.
Allah (C.C.)’a ve âhiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin.
Allah (C.C.)’a ve âhiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun.

(M176 Müslim, Îmân, 77)

Saç ve sakalınızı boyayın.

Câbir b. Abdullah (ra) şöyle anlatıyor:

Mekke’nin fethedildiği gün Ebû Bekir es-Sıddîk’in (ra) babası Ebû Kuhâfe (Resûlullah’ın huzuruna) getirilmişti. Saçı ve sakalı kar gibi beyazdı. Bunun üzerine;

Resûl-i Ekrem (S.A.V.) :
“Bunu (boyayarak) değiştirin, ama siyah boyadan da sakının.”
buyurdu.

(M5509 Müslim, Libâs, 79)

Besmele çek, Sağ elinle ve Önünden ye.

Resûlullah (S.A.V.)’ın himayesine aldığı Ebû Hafs Ömer b. Ebû Seleme Abdullah b. Abdülesed anlatıyor:

Ben, Resûlullah (S.A.V.)’ın bakımında olan bir çocuktum. Yemek yerken elim kabın her tarafına uzanıyordu.

Resûlullah (S.A.V.) :
“Yavrucuğum, besmele çek, sağ elinle ve önünden ye”, buyurdu.

-Ben de ondan sonra hep bu şekilde yedim.

(B5376 Buhârî, Et’ime, 2; M5269 Müslim, Eşribe, 108)