İmanın kabul edilmeyeceği zaman.

Ebu Hüreyre (R.A.) dedi ki;

Resulullah (S.A.V);
Güneş battığı yerden doğuncaya kadar kıyamet kopmaz. Güneş oradan doğup insanlar onu görünce, toptan hepsi iman ederler. İşte bu, hiçbir nefse imanının fayda vermeyeceği zamandır! buyurdu.

Sonra Resulullah (S.A.V.), “Rabbinin bazı alametleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz.” (el-Enam, 8/158) ayetini okudu.

(Buhari, Tefsiru Sure-i En’am 9, Fiten 25,22; Müslim, İman 248(157), Fiten54(157))

Dul kadınların ve yoksulların işlerine koş.

Ebû Hüreyre’den (R.A.) rivayet edildiğine göre

Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:

“Dul kadınların ve yoksulların işlerine koşanlar, Allah (C.C.) yolunda cihad etmiş gibi mükafat alırlar.”

Ravi, sanıyorum “(O kimseler), bıkmadan gece ibadet eden, ara vermeksizin oruç tutan kimse gibidir.” buyurdu, dedi.

(B6007 Buhârî, Edeb, 26; M7468 Müslim, Zühd, 41)

Besmele çek, Sağ elinle ve Önünden ye.

Resûlullah (S.A.V.)’ın himayesine aldığı Ebû Hafs Ömer b. Ebû Seleme Abdullah b. Abdülesed anlatıyor:

Ben, Resûlullah (S.A.V.)’ın bakımında olan bir çocuktum. Yemek yerken elim kabın her tarafına uzanıyordu.

Resûlullah (S.A.V.) :
“Yavrucuğum, besmele çek, sağ elinle ve önünden ye”, buyurdu.

-Ben de ondan sonra hep bu şekilde yedim.

(B5376 Buhârî, Et’ime, 2; M5269 Müslim, Eşribe, 108)

Münafığın Alameti Üçtür.

Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre

Resûlullah (S.A.V.) şöyle demiştir:

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder.”

(B33 Buhârî, Îmân, 24; M211 Müslim, Îmân, 107)

Diğer bir rivayette;

“O kimse oruç tutsa, namaz kılsa ve kendisinin Müslüman olduğunu iddia etse de (münafıktır.)” ilâvesi vardır.

(M213 Müslim, Îmân, 109)

Namaz için beklediğiniz sürece namaz içindesiniz.

Enes (ra) şöyle anlatıyor:

Bir gece sahâbîler, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in mescide gelmesini beklediler.

Resûlullah (S.A.V.) gece yarısına yakın gelerek onlarla birlikte yatsı namazını kıldırdı.

Sonra bize hitap ederek:
“Bakın, şu anda halk namazlarını kılmış ve uyumuştur. Siz ise namaz için
beklediğiniz sürece namaz içindesiniz”, buyurdular.

(B572 Buhârî, Mevâkît, 25)

Ey Allah ‘ın Kulları, Kardeş Olun!

Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre

Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:

“Zan (ile konuşmak)dan sakının; çünkü zan, sözlerin en yalanıdır.
Birbirinizin kusurlarını araştırmayın.
Birbirinize karşı böbürlenmeyin.
Birbirinizi kıskanmayın.
Birbirinize kin tutmayın, birbirinize sırt çevirmeyin.
Ey Allah’ın kulları, Allah’ın emrettiği gibi kardeş olun. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez, onu yalnız ve yardımsız bırakmaz, onu küçük görmez.”

Resûlullah (S.A.V.), eliyle göğsüne işaret ederek:

“Takva (Allah korkusu) işte buradadır. Takva buradadır. Müslüman kardeşini hor görmesi, kişiye kötülük olarak yeter. Müslümanın, Müslümana kanı, onuru, malı haramdır (saygın ve dokunulmazdır). Allah sizin görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz, ama kalplerinize ve amellerinize bakar”, buyurdu.

(M6541-M6543 Müslim, Birr, 32-34; B6066 Buhârî, Edeb, 58)

“Ey Allah ‘ın Kulları, Kardeş Olun!” okumaya devam et

Allah’ı Görür Gibi İbadet Et.

Şeddâd b. Evs (r.a.) şöyle dedi:

Rasûlüllah ’tan (S.A.V.) iki şey ezberledim.

O şöyle dedi:

“Allah, her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir.”

(Müslim, Sayd ve Zebâih, 57.)

 

“İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O ’nu görmüyor olsan da O seni görmektedir…” (Buhârî, Tefsir, (Lokman) 2.)